Eşitlik, Adalet, Kadın Platformu
Onlyherstory (Sadece Onun Hikayesi) Instagram sayfası aracılığı ile Türkiye’deki “sıradan” olarak nitelendiren fakat mücadele ile dolu olan kadınların hayat hikayelerini takipçilerine aktarıyor.
Bugüne kadar fotoğraflar ile birlikte yetmişi aşkın kadının hikayesini aktardı.
Sayfanın kurucularından proje koordinatörü ve yaratıcı yazarlık çalışmaları alanında çalışmalarını yürüten Derya Atlas ile konuştuk.
Onlyherstory sayfanız aracılığı ile Türkiye’de hayatlarımıza dokunmuş kadınların hikayelerini anlatıyorsunuz. Bu projeye ne zaman, nasıl başladınız ? Bu sayfayı kurma fikri nasıl oluştu ?
Ablam Duygu bize arada sırada eski aile fotoğrafları yollamayı çok sever, aile arşivinin çoğu da ondadır. Bundan iki sene önce durgun bir yaz günü anneannemizin fotoğraflarına bakarken “Niye bunları hikayeleştirip paylaşmıyoruz ki?” dedi. Biz, erken yaşta babasını kaybetmiş ve hayatında erkek figürü olmayan çocuklar olarak hep kadınların arasında, genelde bir mutfak masasının etrafında onların hikayelerini, hayatlarını dinleyerek büyüdük. Onlar belki bazıları için “sıradan” olabilirdi ama bizim hayatımıza damga vurmuş kadınlardı. Tez canlılıkla bir Instagram hesabı açtık ve kendi aile kadınlarımızın ağzından onların hikayelerini anlatmaya başladık.

Bu sayfa aracılığı ile “sıradan” olan hayatların aslında ne kadar sıradan olmadığını ve farklı mücadeleler ile şekillendiğini gösteriyorsunuz. Başladığınızda sitedeki içerik ile ilgili düşünceleriniz-planlarınız nelerdi, ilk hikayenizi nasıl yazdınız ve zamanla gelen hikayelerle sayfanız nasıl şekillendi ?
Amacımız hayatımızdaki kadınlardan başlayarak onlara başrol verip seslerini geçmişten duyurabilmekti. Genelde erkeklerin hikayelerinde yan karakter olan ve belli rollerde konumlandırılan tiplemelerin çok ötesinde, girift hikayelerimiz var bizim. İlk hikayemizin başrolü anneannemiz Kâmuran hep güçlü duran, biraz da vakur bir karakterdi fakat hayatının erken dönemini şekillendiren üstü örtülü bir erkek şiddeti vardı. Projemizin ana görseli olarak da kullandığımız Kâmuran’ın hülyalı güzelliği ve Mona Lisa-vari kriptik gülüşünün ardında bir hikaye olduğunu sezebiliyorsunuz. Zamanla, bize sevgili okurlarımızdan gelen her anlatıyla birlikte daha keskin tarihi dönemlere, kimliklere ve deneyimlere bakabilme şansımız oldu. Bu açıdan daha birbirleriyle kesişen ve kapsayıcı hikayeler anlatabiliyoruz artık.
Hikayelerin kadınların sesiyle yazılmış olması aktarımı eşsiz kılan özelliklerinden biri. Size hikayeler nasıl yollanıyor ve yazma sürecini nasıl gerçekleştiriyorsunuz ?
Hikayeler bize okurlarımız tarafından Instagram veya e-posta üzerinden yollanıyor. Geliş sırasına göre oluşturduğumuz epey kabarık bir yayın listemiz var. Bazıları bütüncül bir hikaye olarak geliyor, bu durumda zamanımızı hikayeyi düzenleme ve detaylandırmaya adıyoruz. Anlatı olarak aktarılanlarda ise düzenlemenin yanı sıra birinci ağızdan edebileştirerek yeniden yazım ve hikaye sahibiyle soru-cevap süreci daha yoğun ilerliyor.
Şu anda projeyi Duygu Atlas, Mesut Alp ve bendeniz yürütüyoruz. Biri tarihçi, biri arkeolog ve ikisi de usta hikaye anlatıcıları; bu sebeple her hikayeyi titizlikle, disiplinlerarası bir bağlamda inceliyoruz. En büyük önceliğimiz, ana akım medya ve kültürde yer bulmayan hikayeleri anlatmak ve etnisite, dil, din, yöre ayrımı gözetmemek, dolayısıyla olabildiğince çeşitli kadın deneyimleri anlatmak.
Sizce Türkiye’deki kadın hikayeleri birbirine nasıl bağlanıyor ? Bu hikayeleri aktarırken gördüğünüz benzerlikler ve farklılıklar neler ?
Kadın mücadelesi bu hikayelerin tam ortasında. Bir kere her kadının mücadelesi hep aleyhlerine işleyen ve onu bir gruba koymaya çalışan patriyarkal düzene karşı. Doğdukları dönem, yaşadıkları coğrafya, konuştukları dil ve sahip oldukları inançlara göre daha katmanlı mücadelelere dönüşüyor bu hikayeler. Daha kapsayıcı bir kadın dayanışması için tek tip değil, daha çok farklı kadın deneyimlerini konuşmaya ihtiyacımız var. Onlyherstory’nin ulaştığı kitlenin büyüklüğü ve çeşitliliği görünce bunu bir nebze başarabildiğimizi düşünüyoruz.
Sayfanızı gün geçtikçe daha çok kişi takip ediyor ve çok fazla yorum ve dayanışma mesajı alıyorsunuz. Hikayeleri hem Türkçe hem İngilizce anlatıyorsunuz, Türkiye’de ve Türkiye dışında nasıl bir geri bildirim aldınız ?
Hikayeleri Türkçe yazıyoruz, fakat Türkiye’de otuzu aşkın dil konuşuluyor, Kürtçe başta olmak üzere. Dilin önündeki engeli kaldırmak, anlatılan deneyimi de özgürleştiriyor. Bu yüzden ne kadar fazla dilde yapabilirsek, o kadar çok kişiye ulaşmış oluyoruz. İngilizce anlatmamızın genel nedeni, Türkiyeli kadınların görünürlüğünü arttırmak. Ayrıca, üçümüz de yurtdışında yaşadığımız için gözbebeğimiz bu projeyi evrensel bir dil olan İngilizcede anlatabilmek bizim için çok önemli.
Bundan sonra sayfa ve hikayelerin aktarımı ile ilgili başka projeleriniz var mı ? Nasıl bir yol izlemeyi düşünüyorsunuz ?
Çok yoğun iş tempolarımıza rağmen aklımız fikrimiz Onlyherstory’de. Daha çok vakit ayırıp projeyi büyütmeyi, daha çok hikaye yayınlamayı arzu ediyoruz. Yakında web sitemizi açacağız. Pandemi öncesi daha fiziksel planlarımız vardı, hatta Oxford Üniversitesi’nde bir “yaşamyazıcılığı” atölyesi yapacaktık. Bugünlerde projeyi nasıl kitaplaştırabileceğimiz üzerine kafa yoruyoruz. Genel olarak, projeye anlamlı bir fon bulmak, spesifik coğrafya veya konu odağında detaylı çalışmalar yapmak, sergi ve Youtube kanalı açmak gibi pek çok fikrimiz var. Fakat amacımız hep aynı: sesini duyuramamış kadınların hikayelerini geniş kitlelere duyurmak ve farkındalık yaratarak kadın dayanışmasını güçlendirmek.